anayasa mahkemesine bireysel başvuru

ŞUFA DAVASI

Şufa davası, malikin satışa çıkardığı taşınmazın, öncelikli olarak aynı taşınmazın ortak maliklerine veya kira hakkı sahibine satılması talebiyle açılan bir davaya verilen isimdir. Şufa hakkını kimlerin kullanabileceği, Türk Medeni Kanunu’nun 732. maddesinde düzenlenmiştir.

Bir şufa davası, taşınmazın tamamı için açılabileceği gibi, yalnızca belli bir kısmı için de açılabilir. Şufa hakkı, paydaşların elindeki pay oranına göre kullanılır. Eğer paydaşlardan biri şufa hakkını kullanmak istemezse, diğer paydaşlar arasında eşit olarak paylaştırılır.

Şufa davası genellikle, özellikle aileler arasında bir anlaşmazlık olduğunda ortaya çıkar. Örneğin, aynı evi miras yoluyla paylaşan kardeşlerden biri evi satmaya karar verirse, diğer kardeşler şufa hakkını kullanarak evi satın alabilirler.

Şufa davası açmak için, öncelikle ortaklığın kanıtlanması gerekmektedir. Ardından, şufa hakkını kullanmak isteyen tarafın açacağı dava sonucunda mahkeme, şufa hakkının kullanılabileceğine ve diğer paydaşlara teklifte bulunulmasına karar verebilir.

Bu dava, hem alıcı hem de satıcı açısından bazı avantajlar sağlayabilir. Alıcılar, taşınmazın piyasa değerinin altında bir fiyata sahip olabilirler. Satıcılar ise, taşınmazı güvenilir bir alıcıya satabilirler ve aile içi anlaşmazlıkların önüne geçebilirler.

Şufa davası açmak, oldukça teknik bir süreçtir ve avukat yardımı almak son derece önemlidir. Bu davayı kazanmak için gerekli olan kanıtların toplanması, davanın doğru şekilde hazırlanması ve mahkemede savunmanın yapılması gerekmektedir. Bu nedenle, bir şufa davası açılması durumunda, uzman bir avukatın yardımı alınması önerilmektedir.

TMK 657. Madde

Madde 657 – Taşınmazlar, paylaşmanın yapıldığı zamandaki gerçek değerleri esas alınarak mirasçılara özgülenir.

Tarımsal taşınmazlar gelir değerine, diğer taşınmazlar sürüm değerine göre özgülenir.

Gerekçe

Türk Medeni Kanunu 657. maddesinin gerekçesi ise şu şekildedir:

Eski Kanunun 595 inci maddesini karşılamaktadır.

Maddeye taşınmazların değeri ile ilgili olarak yeni bir fıkra eklenmiştir.

Terekedeki tarımsal taşınmaz malların, mirasçılara satış değeri ile değil, gelir değeri ile özgülenmesi, mirasçılar aşırı değer dalgalanmaları karşısında korumaya daha elverişli ve hakkaniyete de daha uygun olacağından, tarımsal taşınmazların gelir değeri, diğer taşınmazların da sürüm değeri ile özgüleneceği düzenlenmiştir.