DOLANDIRICILIK SUÇU

Dolandırıcılık suçu

Bir kişinin başka bir kişiyi aldatmak amacıyla hileli bir şekilde para, mal veya hizmet almasını sağlamasıdır. Dolandırıcılık suçu, birçok farklı şekilde işlenebilir, ancak en yaygın olarak kullanılan dolandırıcılık yöntemleri arasında şunlar yer alır:

  1. İnternet Dolandırıcılığı: İnternet dolandırıcılığı, çevrimiçi ortamda gerçekleşen birçok farklı dolandırıcılık türüdür. Örneğin, sahte web siteleri, sahte e-postalar veya sahte çevrimiçi satış siteleri aracılığıyla yapılan dolandırıcılık türleri mevcuttur.
  2. Telefon Dolandırıcılığı: Telefon dolandırıcılığı, dolandırıcının bir kişiye telefon yoluyla ulaşıp onları aldatmasıdır. Örneğin, dolandırıcılar, kişilere “Ödül kazandınız” veya “Borcunuz var” gibi bahanelerle ulaşabilirler.
  3. Yatırım Dolandırıcılığı: Yatırım dolandırıcılığı, kişileri yatırım yapmaya ikna ederek dolandırmayı amaçlayan bir dolandırıcılık türüdür. Bu tür dolandırıcılıklar genellikle yüksek getirili yatırımlar vaat eder.

Dolandırıcılık suçu, hukuki açıdan ciddi bir suçtur ve cezai yaptırımları vardır. Türk Ceza Kanunu‘na göre,e bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılabilir.  Ayrıca, dolandırıcılık mağdurları, dolandırıcıların geri ödeme yapması için mahkemeye başvurabilirler.

Sonuç olarak, dolandırıcılık suçu, birçok farklı şekilde işlenebilen ciddi bir suçtur. Dolandırıcılık mağduru olmamak için, bilinçli ve dikkatli olmanız ve şüpheli durumlarda yetkililere başvurmanız önemlidir.

DOLANDIRICILIK SUÇU
Dolandırıcılık

Madde 157- (1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.

Aldatma ile sağlanan yarar arasında mağdurun yarattığı bir nedensellik bağı bulunmalı. Önce hilede bulunacak, kendi/başkası lehine tasarrufta bulunacak.

Hırsızlıktan ayrılmasının nedeni malvarlığındaki eksilmenin hile ile gerçekleştirilmesi. Hırsızlıktaki gibi gizlilik yok; mağdur farkında fakat iradesi sakatlanmış. Ayrıca hırsızlıktaki gibi sadece somut mal üzerinde değil tasarruf edilebilir her türlü malvarlığı üzerinde işlenebilir. Bu sebeple dolandırıcılık malvarlığı ve iradeye karşı işlenen bir suçtur.
Güveni kötüye kullanma suçundan farkı da mağdurun iradesinin sakatlanmış olmasıdır.
Suç öncesi amaç vardır: kendisine ya da başkasına yarar sağlama.
İrtikap suçu sadece kamu görevlileri tarafından işlenebilir; ikisi arasındaki fark irtikabın özgü suç olmasıdır.
Dilencilik suçu ile dolandırıcılık arasında belirli benzerlikler vardır. Dilencilikte de kendini aciz durumda gösteren kişilerin işledikleri suç esasen dolandırıcılık suçudur ve yalana dayanır fakat uygulama bu yönde değildir.
Korunan hukuki değer: Dolandırıcılık suçu malvarlığının yanı sıra irade özgürlüğüdür.

Suçun unsurları

Fail: herkes olabilir. Kamu görevlisi işlerse irtikap olur.

Mağdur: aldatılan kişidir. Bu suçtan zarar gören kişi her zaman mağdur olmak zorunda değildir.

Eylem: hile ortalama zekalı bir insanı inandırmaya elverişli olmalı. Çok davranışlı bir suçtur = hile + (bunun sonucunda kandırılma) + muhatap aleyhine tasarrufta bulunma (kandırılma ile tasarruf arasında da nedensellik bağı) + failin tasarrufa el koyması.

İhmal suretiyle de işlenebilir: karşı tarafın içine düştüğü hatadan ya da sahip olduğu yanlış bilgiden yararlanarak da işlenebilir yeter ki failin karşı tarafı bu konuda bilgilendirmek konusunda bir yükümlülüğü olsun.

Nedensellik bağı çokluğu: (i) hile ile kandırılma arasındaki, (ii) kandırılma ile tasarruf arasındaki, (iii) mağdurun uğradığı zarar ile failin sağladığı fayda arasındaki. Nedensellik bağı oluşmazsa muhtemelen hırsızlık suçu meydana gelmiştir.
Manevi unsur: doğrudan kasıt.
Nitelikli biçimleri

Nitelikli dolandırıcılık

Madde 158- (1) Dolandırıcılık suçunun;
a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,
b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,
c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,
d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak
kullanılması suretiyle,
e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,
f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,
g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,
i) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,
j) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,  amaç unsuru
k) Sigorta bedelini almak maksadıyla,
l) (Ek: 24/11/2016-6763/14 md.) Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı
olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle,
İşlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/19 md.; Değişik: 3/4/2013-6456/40 md.) Ancak, (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.

Daha az cezayı gerektiren hal

Madde 159- (1) Dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde, şikayet üzerine, altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
Yansıma biçimleri
Eğer ortalama bir insanı kandırmaya elverişli bir yalana mağdur inanmamış ise suç yoktur denemez; teşebbüs aşamasında kalmıştır.
İştirakin her türlüsü mümkündür. Belgede sahtecilik yapmak suretiyle bu suçun işlenmesi halinde (TCK 212), gerçek içtima hükümlerine göre hareket edilir.
Kovuşturma ve yaptırım: resen kovuşturulur. 159 şikayete bağlanmıştır. Tüzel kişi yararına işlenmişse güvenlik tedbiri uygulanır (TCK 169)
167 ve 168’daki kişisel cezasızlık hükümleri burada da uygulanır.

Şahsi cezasızlık sebebi veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebep

Madde 167- (1) Yağma ve nitelikli yağma hariç, bu bölümde yer alan suçların;
a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,
b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın,
c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin, Zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Bu suçların, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi halinde; ilgili akraba hakkında şikayet üzerine verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.

Etkin pişmanlık

Madde 168 – (Değişik: 29/6/2005 – 5377/20 md.) (1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs (… suçl)arı tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.

(2) Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir.

(3) Yağma suçundan dolayı etkin pişmanlık gösteren kişiye verilecek cezanın, birinci fıkraya giren hallerde yarısına, ikinci fıkraya giren hallerde üçte birine kadarı indirilir.

(4) Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır.

(5) (Ek: 2/7/2012 – 6352/84 md.) Karşılıksız yararlanma suçunda, fail, azmettiren veya yardım edenin pişmanlık göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararı, soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde kamu davası açılmaz; zararın hüküm verilinceye kadar tamamen tazmin edilmesi halinde ise, verilecek ceza üçte birine kadar indirilir. Ancak kişi, bu fıkra hükmünden iki defadan fazla yararlanamaz.

YARGITAY BAŞKANLIĞI
11. Ceza Dairesi 2021/10169 E. , 2021/14070 K.
“İçtihat Metni”

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR: Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
Sanığın, katılanın oğlu …’den tahsil amacıyla ön yüzü dolu, arka yüzü boş halde aldığı suça konu
bononun arkasına katılanın ismini yazıp onun adına imzaladıktan sonra kendi ismini yazıp imzalayarak
katılan aleyhine bonoyu takibe koyduğu iddia olunan olayda;

Ceza Genel Kurulunun
28.12.2004 tarih ve 2004/173-228 sayılı kararında açıklandığı üzere; yüklenen dolandırıcılık suçunun
kamu kurumu olan İcra Dairesinin vasıta kılınmak suretiyle işlendiğinin iddia olunması karşısında,
sanığın eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nin 158/1-d ve 204/1 maddelerinde düzenlenen suçları oluşturup
oluşturmadığına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu
gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması,
Yasaya aykırı, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı
Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca
hükümlerin BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından
kazanılmış hakkın gözetilmesine, 29.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

YARGITAY BAŞKANLIĞI
11. Ceza Dairesi 2021/10169 E. , 2021/14070 K.
“İçtihat Metni”,

İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇLAR:

Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
Sanığın, katılanın oğlu …’den tahsil amacıyla ön yüzü dolu, arka yüzü boş halde aldığı suça konu
bononun arkasına katılanın ismini yazıp onun adına imzaladıktan sonra kendi ismini yazıp imzalayarak
katılan aleyhine bonoyu takibe koyduğu iddia olunan olayda; ayrıntıları

Ceza Genel Kurulunun
28.12.2004 tarih ve 2004/173-228 sayılı kararında açıklandığı üzere; yüklenen dolandırıcılık suçunun
kamu kurumu olan İcra Dairesinin vasıta kılınmak suretiyle işlendiğinin iddia olunması karşısında,
sanığın eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nin 158/1-d ve 204/1 maddelerinde düzenlenen suçları oluşturup
oluşturmadığına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu
gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması,
Yasaya aykırı, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden

5320 sayılı
Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca
hükümlerin BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından
kazanılmış hakkın gözetilmesine, 29.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

https://kenanuysal.av.tr/2023-ceza-davalari-ucretleri/